8 Ağustos 2009 Cumartesi

0

Bekarlığa veda partisine çağrılan eski sevgili

Bekarlığa eski sevgilisiyse veda eden hanımın açıklamaları çok eğlenceliydi. Neyse, en azından bi açıklama yapmış işte. Beğenen alır, beğenmeyen ahahahh;)

Şimdi aklıma geldi öyle eskilerden, bende de var buna benzer bir hikaye. Aynıyla vakidir onu da belirteyim hemen.

Program ekibinden bir arkadaşım evlenmeye karar verdi. Biz adamı pek tanımıyoruz, zaten tanımamız da pek mümkün değil. Çünkü kabul etmese de, kendisi de iyi tanımıyor bu damat adayını. (Kızın adı Sibel olsun misal.)

"Sibel iyi düşündün mü anacım?" diyoruz,
"Hıı" diyor.

Böyle abuk sabuk bir durum. Meselenin özü şu aslında: Sibel hayli zamandır birlikte olduğu sevgilisinden ayrılıyor. Sebep de sevgili kişisinin evlenmeye meyletmemesi. Sibel de madem öyle herkes yoluna falan diyor. Neyse işte bunlar ayrılıyorlar, Sibel bildiğin leyla. Canı yanıyor kızın ne yapsın? Ha ne yapıyor: Gidip birini buluyor. Bulmuyor aslında, aile eş dost falan buna birini öneriyor. Zaten böyle durumlarda bu ahali kendine böyle durumdan vazife çıkartır malum. Hazır kız üzgün, boşta ve için için bir intikam ateşiyle yanıyor.

Tamam diyor Sibel ve önerilen zat ile tanışıyor, bir iki ayda kaynaşıyor. Bu delikanlı tam annelerin sevdiği türden bir "niyeti ciddi" vatan evladı. hasılı kelam, bunlar arkalarından zebaniler çatallarıyla dürte dürte kovalıyormuş gibi gidip acilen nikah işlemlerine başlıyorlar. Her bi işlem tamamlanıyor, bu arada aile arasında yüzük falan takılıyor. Ama Sibel'in yüzünden düşen bin parça. O üzülüyor, biz de artık alenen söyleniyoruz gerizekalı mısın nesin diye. Arkadaş ama, yapacak bi şey yok. Her durumda yanındayız. Bu durumlardan biri de şu yeni moda kız kıza bekarlığa veda partileri. Hamama gidecek halimiz yok ya, bari son bi fasıl olsun Sibel'e diye, eskiden birlikte çok sık takıldığımız bir bara gidiyoruz. kadın 3 gün sonra evlenecek bu arada, o kadar kesinleşmiş mevzu.

Bunu bi efkar alıyor, bi içlenmeler, bir dert kasvet. Parti falan değil cenaze kalkıyor sanki. Ayla'nın tepesi atıyor "Ya hakikaten manyak mısın nesin be! Bu kadar surat asacağına vazgeç len bu işten!" diyor. Şimdi geçmiş zaman tabii her sözü hatırlayamıyorum ama bir şekilde konu Sibel'in eski sevgilisine geliyor. Şimdi bu eski sevgili adamı hepimizin gayet iyi tanıdığı bir arkadaşımız. Onca zaman içinde al tekke ver külah olmuşuz ama bunlar ayrılınca eskisi kadar görüşememişiz haliyle. Bakıyoruz ki Sibel'in hali vahim. Aklı da gönlü de eski yakışıklıda. Ha bu arada şunu da beyan edeyim ki: Sibel de unutulmuş falan değil. Özellemle anılıyor ve çok seviliyor. hatta pişmanlık gani diğer cephede. Bir bakıma intikam ateşi her ikisini de cayır cayır yakmış. Lakin adamdan gık çıkmıyor. Çünkü bildiğin erkek milleti işte, açıklamaya bile gerek yok.

Aradık biz eski sevgilisini. valla aradık. Oğlum böyle böyle bi gel istersen dedik. Kafalar iyi, hüzün burun direği sızlatıyor, Sibel elden gidiyor yav! Bak bugün bile zerre pişman olmadığım bir karardır bu. Bekarlığa veda partisi kılıklı elem saatleri adamın gelişiyle harbi partiye dönüştü.

Sonrasında Sibel epey zor zamanlar geçirdi tabii. Davetiyeler yollanmış şu bu. Annesi ayıldı bayıldı ama sonda baktı ki kızı böyle daha mutlu. Şimdi diyeceksiniz ee ne oldu sonunda? Onu da anlatayım: Sibel ile eski sevgili alayımızın halay çektiği bir düğünle evlendiler. Bizim de başımız göğe erdi. Bu devirde pek sık rastlanmayan bir şeye şahit olduk: Mutlu son. Kafamıza düşen elmaların anılarıyla avunuyoruz biz de anasını satimm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top