15 Ağustos 2009 Cumartesi

0

Rahat bırakın karınızı!

Hayli geyik bir mevzunun ikinci bölümüyle karşınızdayım canlar. Başlıyorum hemen:

Yok bu sefer madde falan yazmayacam, kafam karışıyor valla. Aklıma geldiği gibi yazıp bitirmeyi düşünüyorum, kolay gelsin bana..

Önce şu yatak odası faslında bi şeyler daha söyleyecem. Efenim bugün Ayşe Arman'a gelen mektuptan da anlıyoruz ki, bazı evliliklerde seks mazi olmuş. Hani o fıkradaki gibi bi şey olmuş: "Biz eskiden bi şey yapardık ama ne?" Fakat bu evliler daha hayatlarının baharında unutmuşlar seksi. O mektubun devamında ilginç bi şeyler daha söylüyor yazan hanım. Mealen diyor ki: "Erkekler evlendikten sonra seksten kaçıyor. Kadınlar uğraşıyor biraz daha, ama hep ilk başlatan olmaktan sıkılıyorlar bir süre sonra. Boşverip bırakıyorlar."


Ee? Peki bu ne demek oluyor böyle? Ha bir de şu var, bu evliler birbirlerine aşık olup kafalarına göre evlenen insanlar. Yani benim de hakkında ahkam kestiğim evlilik modelinin insanları. Bak çok yakın bir örnek verecem şimdi, benim çok bi yakın arkadaşım eşinden iki yıldan sonra boşandı. Görünürdeki sebep: Şiddetli geçimsizlik. İşin aslı: Adam ev pandasına dönüştü bir yılda. Öyle bi rahatladı, kanepe erkeği oldu. Hem de genç yaşında. Hadi bu uç bir örnek olsun ama evliliğin ilk yılında olmasa bile, beş yıl içinde eşinden çok, koltuğuna sarılan pufuduk koca modeline evriliyor çoğu erkek. Ha tabii bu örnekler hakikaten vah vah örnekler. Benim ilk bölümde söylediğim başka bi şeydi, o konuyu iyi çalışmak lazım:)

Şimdi bence en önemlisi şu: Eşlerinizi bi rahat bırakkın yav! Bırakın bir arka bahçeleri olsun. Göbeğiniz birlikte kesilmedi, attığı her adımı bilmeniz gerekmiyor. Kendine ait bir dünyası olsun, iki dakka özünüze güvenin oğlum ne yani bu baba tavırları? Ha bak onu da diyecem, babası değilsiniz, o da sizin anneniz değil. Ya bi dakka kızma, dinle bi. Bak diyorum ki, bizim memlekette insanların "sevgili" deneyimi yok. hakikaten yok. Bizim bildiğim şey: Aile! Modelimiz de aileler oluyor malum. Yani birbirine ayılıp bayılan iki insan birlikte takılsın, sevişsin, yaşasın, gezsin eğlensin ağlasın gülsün falan, bunları pek bilmiyoruz. Bizim adına aşk dediğimiz şey zaten kahır bela bi şey. Adına birliktelik dediğimiz şey de, evlilik amacıyla geçirilen bir süre. Ki bu sürenin önemli bir kısmında da yine sözdü, nişandı falan derken takıyoruz halkaları.

Böyle olunca da nooluyo anacım? Hadi bi söyleyin ne oluyor? Yani bildiğimiz model aile, amaç aile, sonuç aile! Bildiğimiz modeller baba ve anne. Erkekler önce karılarının babası oluyorlar. Kadınlar da annesi. Biri koruyup gözetiyor, diğeri yedirip temizliyor. Birbirlerini de seviyorlar bu arada falan ama işte sonunda kardeş kardeş oturmaya başlıyorlar, ay noldu bize diye.

Nerden geldim yav ben buraya? Rahat bırakmaktandı di mi? Yani sen eşinin arkadaşı, sevgilisi olursan, kendini böyle aile babası moduna sokmazsan, kadını da rahat bırakırsın şekerim. Her bi haltını kıskanma, her bi şeyine karışma, rahat bırak kadını, rahat! Korkma kaçmaz bi yere. Asıl her nevi boğazına bindikçe daralıyo o kadın. Kaçıp kurtulmak istiyor.

Ay daraldım, bi şey söylemek istiyorum! Şimdi bu ömür denilen şey garip bi şey. Şuydu buydu derken geçen yüz yıllara göre bayağı bi uzadı bu. Ben diyorum ki, misal ömrümüz çıkmış kemiksiz 100 yıla! Ya da daha fazlasına. Olur yakında. Biz belki görmeyiz ama çocuklarımız görür bu gidişle. Peki bu çocuklar misal 25-30 yaşlarında evlenip, kalan ömürlerini (misal bi 75-80 yılı) bir insan evladıyla mı geçirecek? Evlendi ya çünkü? Bak söylüyorum açık açık: Soyumuz kurur! Sağlıklı, uzun ömürlü, modern insanın soyu kurur.

Şuraya geliyorum: Bu evlilik kurumunun bir ayağı çukurda:) Neyse yahu onu da çocuklarımız düşünsün günü geldiğinde. Biz ara geçiş canlıları olarak birbirimizi daratmayalım bari, bi onu diyorum, bir de çocuklarımızı rahat bırakalım asıl! Arkadaş olmayı, sevgili olmayı öğrensinler bi güzel. Hayır nasıl olacaksa, ben de ne diyorum! El ele tutuşan gençlere bile çemkiren iyi aile babaları, namusluu aile kadınları var bu memlekette. Çekip öldüreni var evladını, kardeşini. Yok ben bu derin mevzulara girmeyecem, kafam basmıyor sinir yapıyor bende, o bakımdan.

İlla da not: Derdi tasası koca bulmak olan kızların hastasıyım. İlgilenecem ayrıca..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top