20 Ekim 2010 Çarşamba

0

"Uygarlığın ilerlemesi, özel yaşamın kısıtlanmasından başka bir şey değilmiş gibime geliyor"

"Kürdan kutularının üzerine kullanma talimatı yazan bir medeniyetin ürünleriyiz." Douglas Adams (mealen)

Bence bu, şu demek oluyor: İnsan ırkı olarak /genelde/toplamda/ hayli ebleh olduğumuzu kendi ellerimizle "medeniyet" adına tescilliyoruz. Bunu kendimize reva görüyorsak, aynı medeniyetin bin ayrı yoldan kişisel özgürlüğümüze taammüden tecavüzünden, azami zevk almaktan başka bi şey elimizden gelmez. Açıkhava, kapalı mekan vs. fark etmez. (Bunu açıkhava reklamlarının kişisel özgürlüklere bi tecavüz olduğu savına ilişkin söylüyorum.)

Bu vesileyle, mevzuyla alakalı başka bir tespitten bahsetmek isterim:

"Uygarlığın ilerlemesi, özel yaşamın kısıtlanmasından başka bir şey değilmiş gibime geliyor"

Isaac Asimov, Vakıf serisinde Arz tarihi konusunda uzman olan bir tarihçiye söyletir bu sözü. İnsanın doğduğu gezegen Dünya, kayıp bir dünyadır. Kimse hatırlamaz, kimse yerini yurdunu bilmez. Çoktan ölmüş ve gömülmüştür. vs. vs.. Konu bu değil tabii. Arz'ı aramaya başlarlar. Ama hayır, konu bu da değil. Aklımda kalan bu sözdür konu. Hımm.. özel hayat, uygarlık ve Asimov. Bir de bu tespit. Süper bence.

Her bir yanı doğru çıkmış daha ney? Ki, bu kadarını sözün sahibi bile tahmin edemezdi. Aman da teknoloji ilerledi bak bu kokundan yerini buluyo, bu da arkandan ağlıyo kılıklı hakikaten boktan bi ton zerzevat her an bir yerden bitiyor. Ve illa ki bunları burnumuza dayamayı marifet belleyen birileri çıkıyor.

En kıytırık cep telefonundan tut, msn adresine, facebook sayfalarına kadar, her "ay ne şahane yenilik" varsa, alayı özel hayatın hücre hapsine döndürülme faaliyetine katkıdır. msn açık değil, niye değil? Cep kapalı, niye kapalı? Tamam bunlar ayrıntı, ufak tefek örnekler. Ve fakat hepsi birer adım işte. Taa ki bir gün gelip de doğduğu gün bebeklerin bir yerlerine çip mip bir şey takıp, aldığı nefesi kontrol etme safhasına kadar gider bu ilerleme.

Emin olunuz, o gün geldiğinde bir aklı evvel çıkar ve der ki: "Teknolojide büyük ilerleme! Artık aldığımız nefes bilem sayılacak! Nefeste bir sorun olduğunda anında hastanelerin vs. haberi olucak, nerede olduğumuzu haritada bölee milimi milimine bulup gelecekler bizi kurtarmaya!"

Aslında bu konunun şöyle etraflıca incelenecek çok yanı var. Misal, uygarlığın ilerlemesi teknolojiye niye bağlıymış gibi algılanıyor ve yansıtılıyor? Bir de bunu böyle marifet misali yansıtanlar ne kaa şuursuz canlılardır? Ne yapmaya çalışmaktadırlar? Yedikleri haltın kapsamı konusunda onları etraflıca aydınlatacak bir şey icat edilebilir mi? Edilirse, nerelerine yama yapmamız gerekir ki otu boku süper gelişme müthiş buluş diye yıkayıp yağlamasınlar. Elimize kolumuza, ayağımıza dilimize, en fenası zihnimize dolanan esaret zincirlerine, pekiştirme yoluyla bir halka daha eklemesinler.

Ama kolaydır tabii iki dakka düşünmek yerine, "Senin yerine iki dakka düşünecek bir sen yaptılar. Bak buradan git gör, beğenirsen kaldır at seni, yerine bunu koy." demek.

Tamam bi toparlamak lazım mevzuyu. Demem o ki, medeniyetin her adımı zaten kişisel özgürlüklere, özel hayatlara sağ gösterip sol vuruyor. Reklam da, yumruklar boşa gitmesin diye bizi akla hayale gelen gelmeyen her yolla tutuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top