15 Kasım 2010 Pazartesi

0

Erkeklerin kenar süsleri

Bir şiyirimi paylaşmak istiyorum.
Tamam, dalga geçmek isteyen peşinen geçsin bekliyorum.
..


Suya bırak kendini,
bırak su taşısın biraz da seni.
Alsın götürsün bir başka kıyıya.
Neyin varsa, suda kalsın.
Su gibi,
aksın, gitsin.


..
Buralara bi yerlere kalpler çiçekler ya da gözlerden süzülen yaşlar iliştirmem gerek gibi geliyor bana. Yok ama kafa bulmuyorum aklıma eski hatıra defterleri geldi, hatta bırakın hatıra defterini herhangi bi ilkokul defteri bile iş görür. Ama kareli olmayacak, düz olabilir ya da çizgili olsun en iyisi. Sol yanında bir çizgisi olurdu boydan boya sayfa sonuna kadar. O çizgiyle sayfanın artık olmadığı yer arası bizimdi hani? Kenar süslerini o boşluğa bi güzel yerleştirirdik? Hatırlayan yok muğ?

Ben sıralı çiçeklerimi ve sonra sınıfın bateri çalan tek çocuğu Ayhan'a aşık olduğumda çizdiğim kalpleri, sonra yaralı yamuk kalpleri, sonra siyah kalemle çizilmiş yıldızları kareleri ve ecişleri bücüşleri.. evet hepsini hatırlıyorum. İlk şiyirimi de hatırlıyorum. İşte şu yukarıdaki de son şiyirim. Arada kalan bi şey yok. Başka şiyir falan yok. Şiir hiç yok, sormanız bile abes ahah..

Bu biraz da şöyle bi şeye benziyor: Eline fotoğraf makinesini alan elini sevdiğimin vatan evlatları hani martı simit ve yaratı sınırlarını zorlayarak bir de ince belli çay bardağı ekleştirip kare kare saçılırlar ya ortaya? Hepsi bi Ara bi Güler. Martılar güler üstlerine kargalardan nöbeti mecburen devralıp hani?


Ne alaka şekerim notu:
Şurayı tıklayıp alakaya bi bakılabilir sonra. Ve lakin ben özet geçeyim alakayı: Neden fotoğraf çekiyorsun!

İşte bu "neden şiir yazıyorsun" ve "neden fotoğraf çekiyorsun"ları açıktan alıp mevzuya girebilirim sanırım, bi deneyecem: Erkeklerin kenar süsleri bunlar! hell yeah! hahha.. Ne var iki gözüm? Ben de bi tespit yapıyorum işte. Yaptım olucak falan değil, yaptım ve oldu pek güsel. Açalım o zaman: Derhal ve hemen memleketin şiyir yazan ve fotoğraf çeken nüfusundan dişileri eliyoruz. Sayıları çok değil. Girin şiir ve foto sitelerine bi bakın. Yakıcı ve yıkıcı çoğunluğu erkek. Cicilerini sergiliyorlar. Martılarını denizlerini sandallarını sergiliyorlar. Yaşlı dedelerin ninelerin yüzlerini ellerini, güneşin doğuşunu batışını yağmuru çocukları kaçan topları sessiz kimsesiz bankları çekmişler çekiştirmişler.. sergiliyorlar. (Bir de bunların üzerine şiyir basanı falan var ki, nasıl güzel bir kafaları var ifade edebilmem mümkün değil.)

Kenar süsünüz bunlar, azizim. Çerçeveniz özünüze vehmettiğiniz yetenek, bunlar da piyasaya arzınızın kenar süsleri. Şey gibisiniz: Hani Avrupa Yakası diye bir dizi vardı, Gaffur vardı bir de? "Nasılım?" derdi hani.. "Nasılım?"

Tam olarak bunu diyorsunuz aslında o kenar süzlerinizle:
"Nasılım?"

Çoh afedersiniz ama bi boha benzemiyorsunuz. Martılardan sandallardan simitin susamından o yaşlı dedenin elinden yüzünden utanın he mi ehehh..

Geçti sinirim notu: "Bu yazıda birbiriyle alakasız ve saçma ve olmasa da olur kabilinden kaç şey var?" Bayram tatili sorusu hahahh..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top