30 Nisan 2010 Cuma

0

Sevgili Günlük- Benden Haberler...

       Üstü kapalı anlattığım sıkıntılarımı atıp silkelenmenin zamanı geldi. Geçen hafta sonu eşimin güzeller güzeli, girdiği yere neşe ve ışıltı getiren 22 yaşındaki yeğeni Seda bizimleydi. Bahçede miskin miskin salıncak keyfi yaparken bir söz söyledi ve bana okkalı bir ders verdi. "Ben depresyondaydım ama karar verdim, bugün çıktım", dedi....

       Aslında herşey isetmekle başlar, bunu çok iyi biliriz ama her olayda tekrar tekrar öğrenmemiz gerekir. Zaten bildiğimiz şeyleri, eşref anımızda çok sade bir anlatımla birinden duyarız ve silkeleniriz. İşte Seda da beni silkeledi :)



       Yaklaşık son 10 günü şüpheyle, endişeyle geçirdik. Aileden iki ayrı kişide kanser bulgularına rastlandı. Geçen hafta son anda aldığım siparişlerim dolayısıyla ertelediğimi sandığım, yazlığa taşınma işini aynı zamanda bu sebepten biraz daha ertelemiş olduk. İnternet bağlantımı bile yaptırmıştım, bugün arayıp iptal ettirdim. Bu evi nasılsa gideceğiz diye biraz boşlamıştım, iki gündür tekrar temizledim. Neyse sağlık olsun, hepsi olur.

       Kayınvalidemde sebebi bilinmeyen ve deride bir döküntü yapmayan, içten gelen bir kaşıntı başladı. Sonrası aldığı ilaçlar allerji yapmış olabilir, diye düşünüp doktora gitti. Karaciğer değerleri yüksek çıktı, gözlerde sarılık başladı. Daha önce eşimin halasını aynı belirtilerle pankreas kanserinden, çok kısa süre içinde kaybetmiştik. Doktor da bu şüpheleri doğrulayınca çok endişe ettik. Hafta sonu kaşıntısı için her akşam serum takıldı ama ağzının içine kadar kaşıntısı vardı. Pazartesi için, Ankara'da doktor randevusu vardı zaten. Gittiler ve o günden beri bir sürü tahlil, tetkik, kanser şüphesi eşliğiyle geçen 5 günün ardından bugün dönebildiler.

       Vücudumuz her gün ortalama 1 lt. safra sıvısı salgılarmış. Birşekilde bu sıvı atılamazsa da bu belirtileri verirmiş. Atamamasının sebebi karaciğeri tıkayan bir pankreas tümörü olabilirmiş, taş ya da çamur da olabilirmiş. Taş ya da çamur dedikleri de, o sıvının pıhtılaşmasıyla oluşurmuş. Tümör olmadığı bugün kesinleşti. 1 hafta içinde vücut kendiliğinden atabilirse atacak, yoksa haftaya ağızdan girilerek alınacak. Bu akşam kaşıntı yok ama bulantı ve titreme var. O da normalmiş.

       Böyle durumlarda internetten bilgi edinmek hem iyi, hem kötü. Her okuduğunuzu yakıştırıyorsunuz ve canınız sıkılıyor. Bir yandan da bilinçleniyorsunuz o ayrı.

       Teyzemin de kaburga kemiğinde olmaması gereken bir kitle bulundu ve biyopsi yapıldı. Onun sonuçları 13 gün sonra alınacak. Dualarınızı esirgemeyin. O benim en fırlama teyzem ve ona bu hastalık hiç mi hiç yakışmaz. Üstelik haftaya kızının düğünü var. Ben hariç herkes düğüne Hollanda'ya gidiyor. Ben son anda su koyverdim. Daha sakin bir zamanda gidip, teyzemle Paris' i gezeceğim...



       Bu üstüste gelen sağlık sorunları gerçekten çok üzdü bizi. Bununla kalmasını diliyorum. Bu arada gelen siparişler çok kafamı dağıttı. Nasıl kendimi toparlayıp yapacağım,diyordum ama onları yaparken herşeyi unuttum.

       Bu süreçte buradan, mailden, özelden, telefonla, güzel sürprizlerinizle hep yanımda  oldunuz. Çok teşekkür ederim.Dua etmenin, güzel düşüncenin gücüne inananlardanım. Dünyaya iyi şeyler, güzel şeyler dinletelim, güzel izler bırakalım ki, yankısı geri dönsün. Özellikle haberler açıkken ve siz duyuyorken yemek yemeyin. Bir araya gelip kötü haberleri konuşmayın. Son hafta buraya yazmak istemediğim çok çirkin haberlerle doluydu haber bültenleri. Kötü şeylerin tekrarlanmaması gerek bence. Yediğimize, içtiğimize, evlerimize, hücrelerimize siniyor pis enerjileri. Kaynak suları bunun için temizmiş biliyor muydunuz? Dünya üzerindeki kötülüklerden izole oldukları için. Elmas doğan ruhlarımızı kömüre çevirmeyelim. Çocuklarımızı iyi eğiterek kendi önlemlerimizi alalım. Paranoyaklığa varmadan, onların özgüvenini zedelemeden onları koruyalım, kendilerini korumayı, ifade edebilmeyi, hayır demeyi, cesur olmayı öğretelim. Tv. izlerken, müzik dinlerken bile biz seçici olalım ki, onların da zevkleri gelişsin.

       Yazacak çok şey var ama çok uykum geldi. Yazımı sabaha ayarlıyorum. Hepinize mutlu hafta sonları diliyorum...

       Bundan sonra mavi, masmavi bir postla geleceğim size... (Allah nasip ederse tabii. Bu cümle son hafta bizzat yaşayarak balyoz gibi indi kafama...)
0

sebzeli rulo köfte

Sebzelerin güzel uyumuyla tatlanmış, içindeki kaşarın erimesiylede köfteye ayrı bir lezzet katmış. Herkezin beğeneceği bir tat.



malzemeler:
500 gr kıyma
2 adet orta boy havuç, rendelenmiş
1 adet büyük soğan, rendelenmiş
1 adet küçük boy kabak, rendelenmiş
5-6 dal ince kıyım maydonoz
2 adet sivri biber, ince doğranmış
1 adet kırmızı biber, ince doğranmış
1 ym kaşığı kekik
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı toz kırmızıbiber
1 ym kaşığı pulbiber (isteğe bağlı)
1/2 çay bardağı sıvıyağ
200 gr rendelenmiş kaşar peyniri

hazırlanışı:

Peynirin yarısını ayırıp geri kalan malzemeyi iyice yoğuruyoruz. Streç flimi tezgahın üzerine açıp üstüne köfte harcını yayıyoruz ortasına kalan peyniri serpip strecin yardımıyla sarıyoruz. Tekrar strecin yardımıyla fırın tepsisine aktarıp 200 derecede pişiriyoruz.




0

Buğday Salatası



Buğday Salatası


Malzemeler
2 su bardağı buğday
3 - 5 adet salatalık turşusu veya 5 - 10 adet kornişon
Dere otu, maydanoz
1 limon
Nar ekşisi. tuz


Yapılışı
Buğdayı bir gün önceden ıslatın. Ertesi gün suyunu süzüp bir tencereye alın.  Üzerini 3 - 4 parmak geçecek kadar su koyup haşlamaya bırakın. Buğdaylar açılıp genişleyince altını kapatın ve suyunu süzün.
Turşuları küp küp doğrayın.

29 Nisan 2010 Perşembe

0

saç kavurma




malzemeler:
500 gr kuzu kuşbaşı küçük doğranmış
2 adet büyük kuru soğan, yemeklik doğranmış
3 adet sivri biber, çekirdekleri temizlenip ince kıyılmış
3 tane sarımsak, ince çentilmiş
4 adet domates, yemeklik doğranmış
1 ym kaşığı kekik
1 tatlı kaşığı pulbiber
1 çay bardağı zeytinyağ
tuz


hazırlanışı:
Etler saca alınır. Suyunu salıp çekene kadar pişirilir. Z.yağı ve soğanlar eklenir kavrulur. Biberler eklenir 3-4 dk. kavrulur. Domatesler eklenir suyunu salana kadar pişirilir. Tuzu ve baharatlar eklenir. domatesler biraz suyunu çekince servise hazırdır. (eğer renksiz olduysa sac kavurması 1 ym. kaşığı salça ekleyebilirsiniz.)




0

Sevgili Günlük- Fiamma'nın Yüzümü Güldüren Sürprizi !

       Salı günü balkonda kahvemi içip dertli dertli düşünürken postacı geldi. Markafoni' den paket bekliyordum ama onu da PTT getirmiyor. Bu ne ki, diyerek merakla aşağı indim. O an aklıma, aylardır alıcıya ulaşılamayan Amerika siparişim geldi. O geri geldi, diye düşündüm. Paketi mıncıkladım. Yok bu benim siparişe benzemiyor. Neyse imzayı attım, gönderene baktım, daha da şaşırdım.

       Paket 10 Marifet'ten tanıştığımız, Elim Sende'de birlikte çalıştığımız arkadaşım Fiamma'dan  gelmişti. Parçalayarak açtım paketi. İçinden çıkanları fotoğrafta görüyorsunuz. Kendi elleriyle yaptığı şipşirin kızlı havlu, yine çok şirin bebek broş, sevimli yumurta veee meşhur sihirli kutularından birini yollamış bana. (Hep bu havlular nasıl yıkanacak diye düşünürdüm. Kızın elbisesini omuzlarından düşürünce :) Havlu kızdan ayrılıyormuş.)

       Kutunun ilk haliyle fotoğrafını çekemedim. Yassı bir şey, içinden kırmızı ve çok sağlam bir iplik sarkıyor. Benim kutum niye kutu gibi değil, derken ipi çekmek geldi aklıma. Çektim ve o yassı şey kutuya dönüştü. Elinizle esneterek ağzını açıp içine istediğinizi koyabiliyorsunuz. Kutularla ilgili Fiamma'nın detaylı ve bol fotoğraflı yazısı burada... Deterjan kutularından yapıyor bu kutuları ve çok çeşitli şekillerde süslüyor. O zamanlar ben de çok denemek istemiştim ama sonra unuttum, gitti.



      Ben yüzüklerimi koydum ve aynamın önündeki diğer arkadaşlarının yanına yerleştirdim. Fotoğraftaki yeşil kutuyu da ben yapmıştım. Bakın burada.



       Canımın çok sıkkın olduğu bir anda geldi ki bu sürpriz paket ve ben açıp, bir de o güzel ve anlamlı mektubu okuyunca öyle dua ettim ki, interneti icat edene. Öyle güzel arkadaşlarım oldu ki benim ve o an öyle çok dua ettim ki sana, Allah yüzünü hep güldürsün Şulecim, ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM... Adresimi el altından bulup bana bu güzel sürpizi yapmış, ben de telefonunu el altından bulayım, dedim ama olmadı, yine kendinden mesajla aldım :) Sesini duydum, sanki 40 yıldır konuşuyormuşcasına konuştuk, dertleştik. Öyle iyi geldin ki anlatamam...

28 Nisan 2010 Çarşamba

0

risotto

mantarlı risotto


Risottonun çok fazla çeşidi var ben bugün en sık yapılan tarifini uyguladım.

malzemeler:
2su bardağı baldo pirinç
2 adet kurusoğan yemeklik doğranmış
300 gr mantar ince kıyılmış
safran çay kaşığının ucu kadar (burada porsiyonluk paketler halinde, tuhaf ölçü birimi oldu biraz)
2 ym kaşı tereyağ
4,5 su bardağı su
1 pk sebze bulyon
1 su bardağı permesan (eski kaşar olabilir olmadı taze kaşar)
1 çay bardağı şarap (1/2 çay bardağı elma sirkesi kullandım)
tuz
karabiber
üzerine toz permesan

hazırlanışı:

Tereyağda soğan ve sarımsak kavrulur. Pirinç eklenir biraz daha kavrulur. Su eklenir. Kaynamaya başlayınca sırasıyla bulyon, şarap/sirke, safran, tuz, mantar eklenir. Piriçler suyunu çekmeye başladığında permesan eklenir karıştırılır. Ocağın altı kapatılıp demlenmeye bırakılır. Risotto bizim bildiğimiz pilavlar gibi tane tane olmaz  lapa  yakıştırması yapabiliriz aslında. Ama kendi çapında çok hoş bir lezzettir. Ana yemek yerine yenebilir. Yanında başka bir şeye ihtiyaç yoktur. İtalyan tarzı gidilecek olursa yanına bir tek mozzerella salatası yakışır yada roccola. (küçük yapraklı roka) Risottomuzu yemek tabağına alıp üzerine değirmen karabiber çekip toz permesan serpip servise hazır ederiz.
0

Arkadaşıma Destek İstiyorum

             Aslında bu post için çok geç kaldım. Geçen haftadan bu yana yaşadığımız sıkıntılar tüm planlarımızı alt üst etti.  Halen de düze çıkmış değiliz. Hergün sonuç için yarını beklemek çok can sıkıcı. Detayları daha sonra yazarım. Şimdi vakit kaybetmeden yazımı tamamlamalıyım.



                     Etsy satesinde tanıştığımız, müthiş insan, iyi insan, sabırlı insan Nilüfer'imiz geçenlerde benim katıldığım CiC Team oylamasında ve oylamanın bitimine sadece birgün kaldı. Acil desteklerinizi bekliyoruz. Buradan 13 numarayla aday olan Nakpunar' ı seçip, aşağıdan "vote" tuşuna tıklayıp sadece iki tıkla oylamış sayılıyorsunuz. Yukarıda gördüğünüz Nil'in iğne yastığı. Gerçekten de oyu hakediyor değil mi?



                                                    Şimdiden çok teşekkür ederim.



27 Nisan 2010 Salı

0

Sinir Olmamak Elde Değil !!!


Geçen hatfa makinamı tamire verdim diye yazmıştım ya ,makinamın hafıza kartı yada ne zımbırtı kartı neyse işte o kırılmış, değiştirme maliyeti 150TL.miş, yere düşürüldüğü için de garanti kapsamına alınmıyormuş. Bu makina 1 sene önce yere düşmüştü kafası şimdi dank etti harhaldeki çalışmıyor. Ya 50tl deseler tamamda 150 çok değilmi ya, zaten fotoğraf makinaları bu kadar, yuh yani diyorum. Biraz kabalaştım belki bende farkındayım ama inanın bunlar yumuşatılmış sözler. Tamirat fiyatını duyunca makinamın bana geri gönderilmesini istedim. Elime geçer geçmezde başka bir servise göstermeyi düşünüyorum bakalım onlar kart için ne kadar para isteyecekler, eğer arada %50 fiyat farkı çıkarsada servisi şikayet etmeyi düşünüyorum. Çünkü daha önce de değiştirdikleri makinayı şikayet etmiştim, o yüzden bu kadar fazla maliyet çıkarıyor olabilirler mi?

Sinir oldum çünkü makinamda bu kadar fazla hasar olduğunu düşünmüyorum...
Sinir oldum çünkü istedikleri fiyat bence çok fazla...

Sinir oldum çünkü şu sıralar gerçekten makinaya ihtiyacım var...

Sinir oldum çünkü 1 ay sonra kızımın doğum günü ve o zamana kadar kesin yapılamaz hep böyle problem çıkarır.

Ha bu arada arçelikten buharika almayı düşünüyordum ya, bu sinirle ondan da vazgeçtim. Nasıl olsa aynı model ve özellikleri beko da var.(Gerçi beko ve arçelik aynıymış galiba tam bilemiyorum. ) Anne Kaz.da çok problem yaşamız bir daha arçelik bayisine bile uğramam demişti ya, ben kapısının önünden bile geçmem artık. Hiçbir ürününü de kimseye tavsiye etmiyorum bundan sonra.

Birer birer müşteri böyle kaybediliyor sanırım !!!



0

el açması patlıcanlı ay börek

TUZ BİBER DERGİSİ'nin BÖREKLER ETKİNLİĞİ için hazırladığım el açması, patlıcanlı böreklerim. Gerçekten lezzetli olmuşlar. Aynı hamurdan değişik versiyonlarını yapmaya karar verdim. Közlenmiş patlıcanlı, pastırmalı, kabaklı gibi.


el açması patlıcanlı ay börek

hamuru için: 
125 gr çok yumuşak margarin
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı rende kaşar peyniri
1/2 çay bardağı sıvıyağ
2 adet yumurta
tuz
aldığı kadar un (oldukça yumuşak hamur olacak biraz ele yapışabilir)

hazırlanışı: Un hariç tüm malzemeyi çırpma teliyle iyice çırpalım. Un ekleyip hamuru iyice yoğuralım. 2 saat buzdolabında dinlendirelim.

iç harcı:
1 kg patlıcan (soyulmuş çok küçük doğranmış)
100 gr kıyma
1 adet soğan (küçük yemeklik doğranmış)
1 çay bardağı zeytinyağ
1 ym kaşığı salça
tuz
karabiber
pul biber
kimyon
yedi bahar
(baharatlar 1 tatlı kaşığı istediğinizi çoğaltıp azaltabilirsiniz.)
hazırlanışı:
Z.yağında soğanlar sotelenir. Kıyma eklenir kavrulduktan sonra patlıcanlar eklenir hepsi iyice kavrulur. Patlıcan yağı anında çekecektir ama yağ eklemeyin. Salça tuz baharatlar eklenir karıştırılır. Harç soğuması için beklemeye bırakılır.

Dinlenmiş hamurdan cevizden ufak parçalar koparılır yumurta gibi yassılaştırılıp hafif unda 1-2 cm kalınlığında açılır. İçine dolu dolu harçtan yayılır kapatılır ve ay şekli verilir. Yağlanmış yada yağlı kağıt üzerinde tepsiye dizilir. 2 yumurta sarısı 2 yemek kaşığı sıvıyağla çırpılır. Üzerlerine sürülür. 200 derece fırında kızarana kadar pişirilir. Yarım saatten kısa zamanda pişiyor. Fırından alır almaz üzerine margarin sürülür ekmek yağlar gibi.
Sıcak olarak kapaklı bir kaba alınır dinlendirildikten sonra servis yapılır. 

26 Nisan 2010 Pazartesi

0

tandırmı yoksa çevirme mi?

Cevap hiç biri. Pratik bir aksam yemeği sadece. Ama bu kadar basit olupta sunum şık olunca şaşırdım açıkcası. Sonrada yayınlamaya karar verdim.

   



bulgur pilavı ve fırın tavuk yanında taze fasulye piyazı





Tarife ne hacet. Bildiğimiz bulgur pilavı, tavuklarda temizlendikten sonra direk fırına sadece kızarmaya başlayınca kendi yağından üzerine gezdirdim. Piyaz içinde; tuzlu ve yağlı suda fasulyeler haşlanıncaya kadar pişirdim. Soğuk sudan geçirip maydonoz, piyazlık doğranmış soğan zeytinyağı, pul biber, hafif tuz, sirke sarımsak hepsini karıştırıp servis tabağına aldım. Eşim çok beğendi. Normal bir salata yapsaydım bu kadar uymazdı belki. 


25 Nisan 2010 Pazar

0

Ruh beşizi


Ruh beşizi diye bi şey olsun.

İkiz: sıkıcı, üçüz: işgilli, dördüz: zevke safaya oyuna laylaya meyilli olur.
Beşin üstü ise, ziyadesiyle anlamsız. Beşiz iyidir. Sıkılmayacağın kadar çok, kaçmayacağın kadar az.

Faidesi: Araması zevklidir. Birini bulsan diğerini merak edersin, berikini yakalasan ötekisi kaş göz eder.

Zararları: Ayıp bi şe olabilir, bilemiyorum. Ulemaya danışmak lazım.

Sonuçları: Biz ruh beşizimizi bulduk ama galiba sizin ikizlerden biri de burada \o/

2. Bölüm:
Ben Güzin abla olmak istiyoruum! Çok istiyorum, hakikaten istiyorum. Olayım mı? Noolur olayım?

Neden olayım açıklaması: Bu memlekette Güzin abla kadar ahkamı raconu beklenen, sözü dinlenen, iki satır akıl fikir bahşetsin diye kapısında çifterden sıra olunan kaç kişi var? Sağı solu önü ardı mektup yığınlarıyla çevrelenen, e postası gün aşırı kitlenen kaç ama kaç kadın var? Hikmetinden sual olunmayan, mevkisi şanı şöhreti anadan kıza kan bağıyla intikal eden kaç güzel insan var?
Ben de Güzin abla olmak istiyore.

Kaynak mevzu:
Hani bi kadın var, saçları parlak bi mavi. Masmavi ama, çok mavi. Kısa saçlı, fıstık yeşili eldivenli. Görsel idolüm olsun o benim. Kısa mavi bi saça çok fena özenmek istiyorum.

3. Bölüm:
Ankara’da bir dershanede aralarında duygusal ilişki olduğu tespit edilen çocuklar haneden atılmış. Okuduk di mi bu haberi? Güzel. Şimdi ben bu konuda 2 (yazıyla:iki) görüş bildirmek istiyorum.

Görüş bir: Manyak mısınız len?

Görüş iki: Sevgili çocuum, şimdi sana çok anlamsız çok haksız da gelse, emin ol ki bu kıymetli kararı veren biz büyümüşler sizlerin alayınızın gelecekteki saadeti için çıpın çırpın oluyoruz. Elbet sizlerin de ilerde bir gün yolunuz sevgiden geçecek evladım. Ama o yol dershane yolu değil, o yol okul yolu değil. Çalışın okuyun sevecek sevilecek daha çook zamanınız olcek canlarım.

1.Bölüm:
Sevgilim, çakıl taşı

24 Nisan 2010 Cumartesi

0

doğum günü pastaları


pembe pasta arkadaşımın kızı için


mor pasta eşimin kardeşi için


İki pastada muzlu ara katları pastacı kreması üst kaplaması kremşanti. İki pastanın şeker hamurunu ben yaptım müsait bir zamanda tarifini ekleyeceğim. Pandispanyası klasik bir tarif. Katları şekerli süt ile  ıslatılmış
pandispanya. Kalıbınıza göre ölçüleri arttırabilirsiniz her yumurtaya 1 fincan un ve şeker ilavasi bu kadar kolay ama lezzetli.  5 yumurta, 5 tk fincanı şeker, 5 tk fincanı un, kabartma tozu isteğe bağlı vanilya bu kadar. Şeker, yumurta krema olana kadar çırpılır elenmiş un kabartma tozu eklenir üzeri göz göz olana kadar çırpılır.
180 derecede pişirilir. Yaklaşık 20 dk fırın kapısı açılmaz. 20 dk. ya kadar zaten pişmesi gerekir.

23 Nisan 2010 Cuma

0

Bulgurlu Yeşil Mercimek Çorbası


Malzemeler
1/2 su bardağı kalın bulgur
1/2 su bardağı yeşil mercimek
1 adet soğan
2 çorba kaşığı tereyağı
2 çorba kaşığı un
Tuz, nane


Yapılışı
Yeşil mercimeği haşlayın. Çorba tenceresine 2 litreye yakın su koyup bulguruyla birlikte pişmeye bırakın. Mercimeğin siyah suyu çıkınca süzüp bulgura ekleyin. Unu bulgurlu karışıma su ılıkken ekleyip karıştırın ve birlikte kaynamaya bırakın.
Soğanları
0

kırmızı pancar salatası

23 Nisan Çocuk Bayramı kutlu olsun mutlu olsun.... tüm çocuklarımızın.
Rengi ve sunumuyla çok şık bir salata. Sofranıza renk katacağı kesin (:




malzemeler:
Temizlenmiş ayıklanmış ve dilimlenmiş şekliyle 500 gr kırmızı pancar (yada cam kavonozda konservesi)
1,5 su bardağı yoğurt
5 ym kaşığı mayonez
2 yk kaşığı zeytinyağı
tuz
yarım limon suyu

üst süslemesi için:
1 adet haşlanmış dilimlenmiş yumurta 
1 çay bardağı mısır
ince kıyım maydonoz (benimki frenk maydonozu)

hazırlanışı:
Pancarlar kaynar tuzlu suda hafif diri kalacak şekilde haşlanır. Süzülür soğuduktan sonra tüm geri kalan malzemelerle karıştırılır. Servis tabağına alınır ve süslemesi yapılır.

22 Nisan 2010 Perşembe

0

mayalı kıymalı poğaça

Yumşacık pamuk gibi bir poğaça. Açma kıvamında o kıyırtılı poğaçalardan değil ikisinin yeri ayrı diyenlerdenseniz bir deneyin derim. İç harcı için tercih tamamen size kalmış. Peynirli, patatesli, kaşarlı, sade
benimki ise kıymalı, mayalı poğaçaya yakıştırıyorum. Kıyırtılıyada maydonoz ve peyniri. Fotoğraftaki laleler ise bahçeden kendimiz topladık. Koca bir tarla lale, görüntüsü muhteşem. Başında bekleyende yok istediğiniz kadar toplayıp ödemesini kutuya atıp çıkıyorsunuz. Bu memlekete alışıyorum galba hatta seviyorum sanırım....




malzemeler:
2 su bardağı ılık süt
1 pk kuru maya (yaş da olabilir)
1 su bardağı sıvıyağ
aldığı kadar un (takribi 5 su bardağı)
1 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz

iç harcı için:
1 adet soğan (rendelenmiş)
100 gr. kıyma
karabiber
tuz
4-5 dal maydonoz (ince kıyılmış)
4 kaşık sıvıyağ
Sıvıyağda önce soğanı kavurup kıymayı ekleyelim tekrar kavuralım maydonozu, karabiberi ve tuzunu ekleyip ocağı kapatıp soğutalım.

hazırlanışı:

Sütün içinde şeker ve mayayı eritelim. Sıvıyağı, tuzu ve unu ekleyip yoğuralım. Ele hafif yapışan bir hamur olacak. En az 1 saat mayalanması için bekletiyoruz. Hamurun yarı yarıya yükselmesi lazım. Elimizi hafif yağlayıp hamurdan ceviz büyüklüğünde koparalım. Avcumuzun içinde açıp iç harcından koyup yuvarlıyalım. Yağlanmış tepsiye yada yağlı kağıda dizip, üzerine bir yemek kaşığı sıvı yağla çırpılmış yumurtanın sarısını sürüp çörek otu serpiştiriyoruz. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında pişiriyoruz. Fırından çıkınca üzerini ıslak mutfak bezi ile öertelim. Yumşak kalması için. Bu ölçülerden 2 tepsi poğaça çıkıyor. Daha az istenilirse ölçü 2 ye bölünerek uygulanabilir.

21 Nisan 2010 Çarşamba

0

arkadaş sofrası

arkadaşlarım için severek hazırladığım bir sofra


menüdekiler:
tiramisu pasta
zeytinyağlı sarma
portakal diliminde kereviz salata (sunum yeşil elma'dan)
cevizli havuç salata
fırınlanmış zeytinyağlı biber dolma
mayalı poğaça
makarna börek
baklava (sevgili arkadaşım Bediye'nin elinden)

tiramisu pasta (tarif pastacı burcudan)
pandispanya için:

11 ym kaşığı un
11 ym kaşığı şeker
3 ym kaşığı kakao
5 adet yumurta
1 pk kabartma tozu
1 pk vanilya

Yumurta, şeker, vanilya krema olana dek mikserle çırpılır. Un, kabartma tozu, kakao elenir ve karışıma eklenir iyice karıştırılır 30 cm'lik bir kalıb hafif yağlanır karışım içine dökülür 180 derece fırında yaklaşık 20 dakika pişirilir. (her fırının pişirme süresi ayrı olacağından pişip pişmediğini kontrol edilerek alınır)

kreması için:
600 gr süt
5ym kaşığı un
6 ym kaşığı şeker
250 gr mascorpone (yada labne peynir)

peynir hariç diğer malzemeler muhallebi gibi pişirilir. piştikten sonra mascorpone ilave edilir iyice çırpılır.

2 su bardağı süte 3ym kaşığı nescafe, 2 ym kaşığı şeker konularak karıştırılır. Pişen pandispanya soğuduktan sonra ikiye bölünür iki katta iyice ıslatılır arasına kremanın yarısı dökülür ikinci kat kapatıldıktan sonra kalan krema üzerine dökülür ve yanlarınada sürülür bol olarak kakao üzerine elinir.
0

Sevgili Günlük-Can Sıkıntısı, Yağmur...

       Twitterde iki satır tweetle yetinemeyecek kadar çok, facebooktaki akrabalarımın "aaa ne oldu ki" sorularına cevap vermeye değmeyecek kadar az canım sıkkın. Ama yazmazsam, dökülmezsem çatlayacağım. O nedenle buraya yazıyorum işte...



       Hava kapalı, yağmurlu, kasvetli. Kuşlar hala iki yağmur aralığında ötmeye uğraşıyorlar ama yetmiyor.  Kaçmak kaçmak kaçmak .................................(akşama kadar bu kelimeyi yazsam yorulmam) istiyorum.



       Bir de belirsizlikler yoruyor beni. Son yıllarda keşfettim ki; benim planlı yaşama hastalığım var. Böyle bir hastalık var mı, varsa adı ne bilmiyorum ama ben hastayım.önümü hep görmek istiyorum. Sisli hayatlar, günlük yaşamlar, anı yaşamak felsefesi bana göre değil...



       Yarabbim sana şükürler olsun. Gerçekten tek derdim bunlar olduğu için şükürler olsun. Böyle düşünüp, sıkılıp, sonra silkinmeme sebep olup sana yakınlaştıran aklım,fikrim, benliğim, sabrım için sana şükürler olsun...

20 Nisan 2010 Salı

0

barbi pasta

Arkadaşımın kızı için yaptığım ilk barbi bebek pastası. Şeker hamuru beni her zamanki gibi yine zorlamıştı. Ama çok beğenilen çok iltifat alan bir pasta olmuştu. Böyle oluncada mutlu olmamak mümkünmü?
 3 tane 26 cm lik kalıpta pişirilmiş pastadan oluşuyor. Ara katları pastacı kreması ve karışık meyve, pandispanyanın ıslatılması meyve suyu ile. Dış kaplaması kremşanti. Ve nihayet şeker hamuruyla buluşması, istediğiniz şekilde elbisesini hazırlayabilirsiniz. Geçenlerde saydım 10 tane barbi bebek yapmışım hepsinide büyük bir zevkle yaptım sevdiğim arkadaşlarımın kızlarına. Ama mutluluklarını görmeye değerdi, küçük hanımların. Darısı benim kızımın başına. Hatta aile dostlarımız Mürvet ve Uğur kendi aile bloglarında http://www.myfamilykaraca.blogspot.com/
teşekkürlerini tekrar dile getiriyorlar bende inanılmaz mutlu oldum tabi. (Değmezmi Bir on tane daha barbiye :)

pandispanyası için:
5 yumurta
5 tk fincanı un
5 tk fincanı şeker
kabartma tozu
isteğe bağlı vanilya

üst kaplaması için:
2 pk kremşanti tarifine göre hazırlanmış

 pastacı kreması için:
 500 gr süt
1su bardağı toz şeker
1 çay bardağı un
2 tatlı kaşığı buğday nişastası
3 yumurta sarısı
1 ym kaşığı margarin
1 pk vanilya


pastacı kreması hazırlanışı:


Bütün malzemeyi soğukken tencereye koyalım ve devamlı karıştırarak (puding gibi) pişirelim. Piştikten hemen sonra içerisine kıvam vermesi için  margarin ilave edip çırpalım. Hazırladığımız kremayı devamlı karıştırark soğutalım


pandispanya hazırlanışı:
yumurta şeker vanilya şeker eriyene kadar çırpılır. Ben krema kıvamına gelene kadar çırpıyorum güzel kabarması için. Elenmiş un, kabartma tozu eklenir üzeri göz göz olana dek çırpılır. Kalıbı hafif yağlayıp yada fırın kağıdı konup 20 dk 180 derecede pişirilir. Pişirme süresi fırınına göre değişebilir. Pişip pişmediği kontrol edilmelidir.(Sonraki barbilerde tek kalıp kullandım. Fırın tepsisi tamamen yeterli oldu.) Pandispanyaları tıraşlayıp yemektabağı, pasta tabağı, kahve tabağı ölçü olarak kullanılıp kesilir. her bir parça ikiye kesilir araları meyve suyuyla ıslatılır krema sürülüp meyve parçacıkları serpiştirilir. büyükten küçüğe üstüste konur ve dış kaplaması şantiyle yapılır. Elbisesi zevke göre hazırlanır. Barbiyi pasta tamamen hazırladıktan sonra strece sarıp yerleştirdim pastanın ortasından, sonra şeker hamurunu giydirdim.




.
0

Buradayım :)

       Az önce Etsy'den bir convo aldım. Buradaymışım :)


19 Nisan 2010 Pazartesi

0

evlilik yıldönümü pastası

Bu sevimli kuşlar oğlumu, eşimi ve beni simgeliyor. O zaman kızım henüz ufukta bile gözükmüyordu. Çok zevk alarak yapmış olduğum bir pastaydı alıntısı ise pasta yapmayı bana sevdiren http://www.pastaci.blogspot.com/
bloğudur. Bu blogdan kuşların ve çikolatalı çubukların nasıl yapıldığını görebilirsiniz. Ben çubukları hazır olarak burda bulmuştum, şimdi Türkiye'de bulunabiliyor. Orjinalinde iki kuş var ben birde Arda'yı eklemiştim. Çok da sevimli oldular. Tabi birde şunu belirtmek lazımki ilk şeker hamuru denemelerimden biri o yüzden hamur eğri  büğrü :) gerçi bugünde değişen bir şey yok :) Türkiye'de çok rahatlıkla hazır şeker hamuru bulunabilmekte ama ben burda bulamıyorum bulsamda çok ufak boyda oluyor. Şunu tekrarlayabiriz o zaman : Türkiye'm, Türkiye'm. Siz şeker hamurunu hazır kullanabilirsiniz ileriki zamanda tarifinide arşivime ekleyeceğim.

pasta malzemeleri:
20 cm.lik kalıp için
4 adet orta boy yumurta
1 su bardağı un
1 su bardağı şeker

1 paket vanilya (ben yıllardır kullanmıyorum sentetik olduğu için)
1 paket kabartma tozu
4 çorba kaşığı kakao
8 çorba kaşığı yoğurt
1/2 su bardağı sıvı yağı

ara kreması için: 

2,5 su bardağı süt
3 paket çikolatalı toz kremşanti
2 adet muz

hazırlanışı:
Yumurta, şeker ve vanilya şeker eriyene kadar çırpılır.  Yoğurt, sıvıyağ eklenir biraz daha çırpılır. Un, kakao, kabartma tozu da eklenerek karışımın üzerinde göz göz olana kadar çırpılmaya devam eder. Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında yaklaşık 20 dk. pişer. Piştiğini pandispanyanın üzerine elimizle hafif hafif vurduğumuzda tok ses geliyorsa piştiğini anlarız. Benim yöntemim bu.
Pandispanya bir gün önceden yapıp bekletilir, ertesi gün ilk önce üzerinde kabaran yerlerini uzun tırtıklı bir bıçakla traşlayıp düzgünleştiriyoruz, pandispanyayı 3'e bölüp aralarını meyve suyu, şekerli süt yada şeker şurubuyla ıslatılıyoruz. Kremşanti sürüp muz dilimleri koyup katları bitiriyoruz ve kalan şantiyle üzerini sıvayıp gelişi güzel çikolatalı çubuklarla kaplıyoruz ve hazırlanan kuşları pastamızın üzerine yerleştiriyoruz.
0

Neşeli Keçe Minik İğne Yastığı

Önceki postlarımda bahsettiğim iğne yastıklarımın devamı. Bütün iğne yastıklarımı buradan görebilirsiniz.

       Yoğun fakat bir o kadar da zevkli geçecek bir haftaya girdim. Çok yorulacağım belki ama mutluyum. Hava da güzel. Daha ne olsun... Yarın buralara malum kül blutları geliyormuş. Asit yağmuru da bekleniyor. Şemsiyesiz dışarı çıkmayın. Herkese mutlu haftalar...

18 Nisan 2010 Pazar

0

küçük bir davet









Türkiye'den gelen misafirlerimiz için hazırlamış olduğum küçük bir sofra. Çekmecedeki kurdela da ne denilirse evde keşfe çıkmış miniği bir nebze durdurabilmek için. Yoksa bütün dolapların çekmecelerin içi dışarıda :)
Tarifleri en kısa zaman da ekleyeceğim



kırmızı lahana salatası

malzemeler:
1 tane orta boy kırmızı lahana
5 ym kaşığı mayonez
5 ym kaşığı süzme yoğurt
tuz
sıvıyağ

süslemesi için:
kornişon turşu
maydonoz
bebe mısır turşusu
acı süs biber turşusu

hazırlanışı:
kırmızı lahanalar robotta rendelenir. Sıvı yağda yumşayna kadar kavrulur. Soğuduğu zaman içine mayonez, yoğurt, tuz eklenir ve karıştırılır. Servis tabağına alınır dilediğiniz malzemeyle süslemesi yapılır.



Alinazik

malzemeler:
1 kg. patlıcan
2 su bardağı yoğurt (çok sulu olmasın)
3 diş sarımsak
400 gr. kıyma
1 adet soğan
2 ym kaşığı biber salçası (acılı kullandım)
2 adet domates
2 ym kaşığı tereyağ
1 ym kaşığı zeytinyağ
tuz, karabiber
süslemek için: biber, maydonoz, domates

hazırlanışı:
patlıcanlar közlenir, kabukları soyulur. İnce ince doğranır. Sarımsaklı ve tuzu ayarlanmış yoğurt eklenir birbirine özleşene kadar karıştırılır. Soğanlar küçük şekilde yemeklik doğranır z.yağı ve tereyağında pempeleştirilir kıyma eklenir suyunu çekene kadar kavrulur. küçük doğranmış domatesler  eklenir ve pişince salçasıyla tekrar 1-2 dakika kavrulur tuzu biberi eklenir. kıvamlı olması için yarım çay bardağı su konur, kaynayınca beğendinin üzerine yayılır. İsteğe bağlı biber, domates, maydonoz süslenir.




malzemeler:
2 adet büyük boy kereviz
1 su bardağı yoğurt
5 ym kaşığı mayonez
2 ym kaşığı zeytinyağı
yarım limon suyu
tuz
süslemek için zeytin, maydonoz (hep dövülmüş cevizle süslerim bu sefer koymadım.)

hazırlanışı:
Kerevizler soyulur, rendelenir içine limon suyu, yoğurt. mayonez z.yağı, tuz katılır. iyice karıştırlır. Servis tabağına alınıp isteğe bağlı süslenir.



Beyaz lahana sarması, Kuru patlıcan dolması

malzemeler:
küçük boy beyaz lahana temizlenip haşlanmış (hafif diri kalacak şekilde)
300 gr orta yağlı kıyma
1,5 su bardağı pirinç
1 ym. kaşığı karabiber
2 ym kaşığı kuru nane
acı seviliyorsa pul biber
3 diş sarımsak
3 tane soğan
2 ym kaşığı salça
1 su bardağı su
1 tutam maydonoz
isteğe bağlı 1 tutam taze nane
zeytin yağı

hazırlanışı:
Kuru soğanlar küçük yemeklik doğranır. Sarımsaklar ezilir eklenir. Yıkanmış pirinç, kıyma, baharatlar, salça
doğranmış yeşillikler tuz 3 ym kaşığı z.yağı ve su eklenerek güzelce karıştırılır. Lahanaların sarılacağı tencerede 3 mk kaşığı z.yağı ve 2 kaşık salça kavrulur üzerine ince sarılmış lahanalar dizilir (istenilirse, çok da güzel olur salçadan önce yağda 2-3 adet kemik kavrulup sonradan salça eklenip sarmalar üzerine dizilirse çok lezzetli olur tüm etli sarmalar için geçerli.) üzerini 3 parmak geçecek sıcak su ve tuzu eklenip üzerine tabak kapatılıp önce orta sonra kısık ateşte pişirilir ve demlenmeye bırakılır.
not: lahana yada iç  artarsa buzluğa kaldırılıp ikinci bir sarmayı beklemeye başlar.) 

Tavuklu muska böreği, aşure, kurabiye,




Çikolatalı cheesecake, çikolata sosu

Gerekli malzemeler :

2 pk 160 gr bitter çikolata
1 pk 80 gr sütlü çikolata

800 ml krem peynir
1 su bardağı toz şeker

2 çay kaşığı vanilya
3 yumurta (oda ısısında)

150 ml sıvı krema
1 yemek kaşığı kakao



tabanı için :
1 paket kakaolu büskuvi
100 gr tereyağı

hazırlanışı:
Öncelikle fırını 180 dereceye getirip ısınmaya bırakalım. 20 cm. lik  kelepçeli kalıbın tabanını ve yanlarını pişirme kağıdı ile çevreleyelim. (kalıbın her yerini kağıt  yerine margarinde sürülebilir ben denedim sonuç fena değildi.) Büsküvileri robotta çekip un haline getirelim. Tereyağını eritip büsküvilerle karıştıralım. Kelepçeli kalıbın alt tabanına büsküvili karışımı bastırarak yayalım. Buzdolabına kaldıralım. Çırpma kabına 800 ml krem peyniri ekleyip mikser ile yumuşayınca kadar çırpalım. Daha sonra şeker ve vanilya ekleyip tekrar çırpalım. Tüm yumurtaları ekleyip krema olana kadar çırpmaya devam edelim.  Çikolataları benmari usülü eritip kakao ile sıvı kremayı ayrı bir kapta karıştırıp peynirli karışıma ekleyip biraz daha çırpalım. Erimiş çikolataları da ekleyip tüm karışımı mikserle iyice çırpalım. Bisküvili tabanın üzerine peynirli karışımı döküp en üstünü spatula ile düzeltelim. Önceden ısıttığımız fırında yaklasık 1.saat 15 dk. pişirelim. Cheesecake'in üzeri iyice kabarıp kızarana kadar pişirilmesi  gerekmektedir. Pişme esnasında hiç bir şekilde fırının kapağı açılmaz. Açılırsa kek söner. Pişme süresi değişebilir ama normal kekler gibi kaskatı olmayacak kalıbı ellediğinizde kek hafif sallanacaktır. Kıvamını buzdolabında beklerken alacak. 

Piştikten sonra tezgahta soğutalım. Soğuduktan sonra buzdolabında 1 gece bekletelim. Ertesi gün buzdolabından çıkarıp servis tabağına  alalım ve üzerini süsleyelim. Süsleme sizin zevkinize bağlı. İstediğiniz şekilde yapabilirsiniz. Benim tercihim muz ve çikolata parçalarıydı. Yanında çikolata sosuyla servis yaptım. (unutmadan cheesecake tarifim pastacı burcunun arşivinden )

çikolata sosu
1 kutu krema
200 gr çikolata

Krema çikolata eriyene kadar ısıtılır karıştırılarak soğutulur. Kabuk bağlamaması için. Servis edilecek kaba alınır.

16 Nisan 2010 Cuma

0

Turuncu Keçe ve Pamuklu Çiçekli Kumaştan Oyalı İğne Yastığı

Geçen gün yazdığım matruşkalı ve diğer oyalı iğne yastıklarımın devamı. Teknik aynı, hikaye aynı. Renkler ve kumaş farklı... Ama ne tontiş değil mi?


0

Elbise

Fotoğraf makinam hala tamirde olduğu için size bilgisayarda yüklü olan bu elbiseyi göstemek istedim. Aslında şuan herşeyi bitti ama makinam gelmediği için bitmiş halini yayınlayamıyorum.

Kendisi canım yeğenim için düşünülüp bir gecede kaba taslağı bitirilip ertesi güne provaya yetiştirildi. Ama bizim cadı, ben bunu giymeeem, ay teyze sen benim ne zaman elbise giydiğimi gördün deyince bana kaldı... Bir defa giy üstünde göreyim dedim o da yok. Şimdiki gençlik böyle sanırım. Arkadaşımın düğünü var deyince bende kendimce güzel bir elbise dikeyim dedim. Ama kendisi daha önce şurada onun için yapmış ve sonradan boyunu kısalttığım eteği giyecek sanırım. Altına da kesin spor ayakkabı giyer bizim cadı...



Bu elbiseyi daha önce buradan hatırlayan olabilir, çünkü daha önce çalışmıştım. Hatta kardeşim için elbise boyundan kısaltma yaparak hamile bluzu olarakta çalışmıştım.

Bu aralar yeni birşeyler dikmeye çalışıyorum. Kızıma ve kendime birer şapka diktim. Spor bir gömlek, anneme ve kendime pantalon... Birde drapeli bir elbise hazırlığı içindeyim, kalıplarını ve kumaşı biçtik, sıra yapmaya geldi. Ama biraz fazla karışık kurs hocamız olmasa elbiseye cesaret edemezdim. Güzel bir model olacak gibi, makinam bir an önce gelsede bende fotoğraflayabilsem.

15 Nisan 2010 Perşembe

0

İki melek, birkaç kurşun

Ruhların bekleme odasının yanında kocaman bi depo olduğunu düşünüyorum. Kapısında “hayat silahları” yazıyor. İçinde milyarlarca silah var. Bunlar böyle Rus ruleti oynayanların kullandıkları cinsten silahlar. Kurşun konacak yerleri var. Ama içinde kaç kurşun olduğundan kimsenin haberi yok.

Kafasına silahı dayayıp çekenler için tek bir kurşun önemli, malum, öldürüyor. Benim hayat silahlarının kurşunları da önemli. Ama benmkiler başka bir işe yarıyor: Yaşatıyor. Şimdi diyorum ki ben, bu kurşunlar yaşanacak yıllar olsun. Her doğum gününde, tam doğum anında silah bir kez ateşlensin. Kurşun atarsa bi dahaki doğum gününe kadar yaşayacak, yok ses seda çıkmazsa o zaman demek oluyor ki o yıl içinde ruhların bekleme odasına dönecek.

Nasıl?

Tamam bi b.ka yaramıyor kabul. Ama misal “yılları bir cebimden alıp diğerine koyuyorum.. bir cebim boşalırken diğeri doluyor..” türü bi başlangıç da yapabilirdim. (Hatta bi ara böyle başlayayım ben.. hiç de feci fena olmadı) Efenim? .. Ha yok hayır doğum günüm falan değil, başka bi şey anlatmak için mevzuya girmeye çalışıyorum sadece. Doğrudan gir sapma bi yere anlat ne anlatacaksan diyenler bilog çıkışında beklesin, öpüjem.

Lafı dolandırmanın en mıncırık nedeni, aslında anlatılacak bi şey olmamasıdır. (Mıncırık nedir? Mıncırık, toplu iğneler ile astarlık saten kumaşların yaptığı tarihi anlaşmanın adıdır.)

İpe dolanan bi kedi var, bu kedi kuyruğunu yakalamaya çalışıyor. İşte bu hayvanın hali (eşittir) laf dolandırma. Bir laf dolandırma nasıl çözülür? Şöyle:

Aslında ben hayatın bir tür öykü kitabı gibi bi şey olmasını istiyorum. İçinde diyelim üç kısa, iki de uzun öykü olan bi kitap. Ya da tam on tane kısa öykü var bu kitabın içinde. Veya uzun tek bir öykü, veya dört orta halli öykü, iki uzun, bir de yarım kalmış bi öykü. İki de zebani var özet geç lan miç! diyor. (Miç’in piç olduğunu sananlar için not: Aybediyosunuz anacım.)

Şimdi elimizde bir silah bir de kitap var. Elimizde hayata dair hikayeler ve belirsiz bi şeyler var. O belirsiz şeyler izin verdiği sürece hikaye biriktirebiliriz. Ya da ne bileyim, bir hikayemiz olmuştur ve yetiyodur bu bize. (Sizli bizli konuşan dilimi Mıncırık anlaşmasının 22. maddesine havale ettim ben, siz zahmet buyurmayın.)

Geride hikayeler bırakıp gidiyoruz. Ve galiba yanımıza hayallerimizi alıyoruz. Hikayeleri birileri daha sonra anlatıyor, sonra daha az birileri anlatıyor, sonra belki bir iki kişi anlatıyor. Sonra.. bi zaman geliyor ve hikayeleri hatırlayan hiç kimse kalmıyor. Unutulmuşuz! Fani alemden izlerimiz külliyen silinmiş. Ama napıyoruz: Elbette don’t panic! Zaten hayli zamandır ölüyüz.

Ruhların bekleme odasında yan gelip yatıyoruz, yandaki depoda kıdemli mühimmat melekleri silahları dolduruyor. Üç kat yukarıda daha küçük bir depo var, orada çifter çifter yazıcı minik melekler, omuzlarına konacakları bedenleri bekliyor. Hikayeleri bekliyorlar sanırım.

Kapanış notu: Üç kısa, bir uzun ve bir de yarım kalmış hikayeli kitap için bir beden hazırmış, yazıcılar yerlerine yerleşmiş ama ruh nazlanıyormuş. Bekleme odasının tavanına yapışmış miktirin gidin gelmiyorum ben diyormuş. (Miktirmenin ne olduğuna dair kadim zamanlardan gümümüze ulaşan bi takım rivayetler mevcut. Ancak hiçbiri güvenilir ve tatmin edici değil.)
0

Kuşlu Nişan Yüzük Yastığı

       Bu yüzük yastığını bu hafta sonu olacak bir nişan töreni için yaptım. Düğün yüzük yastıklarında kişisel tercihim sırf beyaz ya da kırık beyaz olurdu. Fakat nişanda kullanılacak olduğu için ve nişan kıyafeti zümrüt yeşili olduğu için renk kullanmak istedik.Gelin adayımız nişan pastasında da aynı renklerden sipariş vermiş.


       Sahibesi henüz görmedi; nişana birkaç saat kala görecek ve ben tepkisini çok merak ediyorum. İnşallah buradan görmez :) (Gözlerini kapat Tubacım :) )
Taşıyana kolaylık olması açısından, yastığın alt kısmına elin geçirebileceği bir parça diktim.

Düğün temalı peçete yüzüklerimde kullandığım keçe kuşları burada da kullandım...



0

Pembe-Mavi Oyalı Keçe İğne Yastığı

10 Marifette görüp, ben de yapıcam, dediğim ve kendi yorumumla yaptığım iğne yastığım. Bu modelden bir kaç tane daha yaptım. Post sıkıntısı çektiğim günlerde ısıtıp yollayacağım :)

Teşekkürler Farfin :)



Örnek modelde tabanı derden yapmışlardı. Ben keçe kullandım. Annemin atacaklarından toplayıp eve getirdiğim tığ oyalarını da bu şekilde değerlendirdim. Bu oyaların hemen her rengi var. Kim ördüyse yaşıyor mudur kimbilir. Çünkü annem bunları ben parmak kadarken almış...

Bu arada fotoğrafta kırmızı gibi çıkmış ama aslında tabanı çingene pembesi...

Etsy'de satışta. Satın almak isterseniz 5 lira...
back to top