24 Nisan 2012 Salı

0

Bugün 24 Nisan


Merhaba babaanne, seni anmak istiyorum bugün. Bu 24 Nisan'da aklıma geldin, yıllar sonra. İnsan galiba ilk olarak dedelerini, ninelerini kaybettiğinde büyümeye başlıyor. Anıları birikmiş oluyor, anlatılan hikayeler bir sonraki kuşağa iletilmeye müsait bir hale geliyor.. el değmeden, süslenmeden.

Bugün 24 Nisan.

Seni iki şehri birbirine bağlayan bir yolun kenarında, kundağında sarılı, ağlarken bulmuşlar. Tehcir edilen bir Ermeni ailesinin "geride bıraktığı" olabilirmişsin. Belki de bir Kürt ailesinin ya da Türk, ya da kim varsa o yoldan geçip giden. Şu saatte önemi var mı sence bunun? Yok. Bence hiç olmadı zaten, ve zaten, ve belki de sadece bu yüzden sevmiyorum milliyetçiliği. Milliyetini ve dinini insanlığının önüne koymayı.. ama konu bu değil.

Konu, bugün 24 Nisan.

Evlat edinmiş bir Türk ailesi seni. Sonradan içlerinden çıkmış birileri ve anlatmışlar sana nasıl bulunduğunu. Olan biteni açıklarken, "ama onlar da yaptı" ile "ama gerekeni yaptı devlet" arasında binamaz kalan birileri.

Şimdi birileri diyorum ama hiç bilmiyorum seni evlat edinenleri.. işte masallar masallar. Her yerde var bunlardan, her yerde, bir yarım hikaye.

Bir de dedemin hikayesi var, senin sevgili eşin. Dedem daha çok küçük bir çocukken ve topraklarında savaş varken, bir gün annesi dedeme ve abisine bir görev veriyor. Bir altınları var, saklayacaklar, sonra bir koşu gidip un alacaklar. Bir altın iyi para.. dedem daha küçük bir çocuk. Abisi de öyle ama işte biraz daha aklı ermiş, biraz daha iş bilir.

Meydana inerken Ermeni çetecilerin önüne katıp götürdüğü bir kalabalığa karışıyorlar. Kalabalık meydanda ölecek birazdan. Hani hikayenin "ama onlar da yaptı" kısmı bu. Çetecilerin arasında bir tanıdık fark ediyor abisi, bak diyor dedeme "bu bizim Kirkor değil mi?"

"Hı.. o!" diyor dedem. Kirkor da görüyor bizim çocukları. İçi gidiyor, silahlı eli yana iniyor. Yavaşça, kimselere çaktırmadan yaklaşıyor çocuklara. Ne yapacağını bilemiyor sanki. Bıraksa bir dert, bırakmasa..

Öyle kararsız ki, hangi yana bir tüy konsa o yana meyledecek. Dedemin abisi çıkarıyor o bir altını, açıp avucunu gösteriyor Kirkor'a, o bir altın, bir gram tüy oluyor yaşam adına. Önlerine geçip perdeliyor, haydi koşun gidin diyor Kirkor, dedemle abisi uçuyor.

Savaşla büyümüş çocuklarsınız, ama büyümüşsünüz sonunda. Gençliğinde görmüşsün dedemi uzaktan bir kez, sevmişsin, sonra istemişler seni, evlenmişsiniz vs. vs..

Kirkor'a selam ederim, bugün 24 Nisan.

Kuzenim var bilirsin, sen öldüğünde yeni doğmuştu, ama bilirsin işte. O kuzenimin anneannesi, kim olduğunu biliyordu yol kenarında ağlarken. O geride bırakılan, ailesi katledilmiş bir küçük Ermeni kızıydı. Evlat edinenlerden. Sonradan Müslüman, sonradan ne mutlu Türküm diyene'lerden.

Ya işte bizim sülale karışık biraz böyle. Ermenisini Kürdünü bilem ama Lazları bir alem. Hah işte ben biraz da bundan, nefret ederim ırkçılıktan. Üstü kapalı, açık.. üstü milliyetçilikle perdeli, ılıman.. üstü ama'larla bezeli ırkçılıktan.

Merhaba memleket, bugün 24 Nisan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top