24 Nisan 2012 Salı

0

Gardırop önü vol.1 - Beril Öke Gülen

Dün gardırop önü yazısını yazmıştım hatırlarsanız. Yazmadan önce kim katılmak ister diye twitterdan sormuştum   
Beril Gülen'den gelen cevapla yazı dizisi de başlamış oldu aslında. Bundan sonra salı günleri gardırop önü yazılarıyla karşınızda olacağım:)
Lafı uzatmaya gerek yok Beril her şeyi anlatmış zaten hadi başlayalım.

  Beni tanımayanlar için öncelikle biraz kendimden bahsedeyim; 1983 İstanbul doğumluyum, Mimar Sinan Güz. San. Üni. tekstil ve moda tasarımı bölümü mezunuyum. "paper faces" adlı bir özel giysi ve aksesuar tasarımı markam ve aynı adla bir de butiğim var. Tasarımlarımı, internet üzerinden özel alışveriş siteleri aracılığıyla müşterilerimle buluşturuyorum. Ayrıca bir de blogum var; adresi: www.berilokegulen.blogspot.com . İlgilenen herkes, ekleyebilir :) 

   Sevgili Gülden'le tanışmamıza gelincee; bu, twitter üzerinden gerçekleşti; zaten birbirimizin bloglarını takip ediyor ve ara ara sohbet ediyorduk, "Gardırop Önü" projesinden bahsedince; ben de dahil olmak istedim ve hemen çalışmalara başladım.. 

  Gardırobumdan bir yurtdışı seyahatine gidiyormuşçasına, Gülden'in belirlediği sınırlı adetlere uymaya çalışarak, bir küçük valizlik ve 7 günlük kombinden oluşan bir set hazırladım. İlk başta; kulağa kolay gibi gelse de; sınırlı sayıda giysiyle 7 farklı kombin hazırlamak ve rüküş olmamak biraz zorlayıcı aslında :) Neyse daha fazla uzatmayayım; seçtiğim giysi, ayakkabı ve çeşitli aksesuarların listesini aşağıda sunuyorum:


-1 adet şal
-1 deri ceket + 1 trençkot

-2 çift ayakkabı
-2 alt giyim ( 1 kanvas pantolon + 1 mini etek )
-2 çanta 
-3 üst giyim (1 gömlek + 1 tişört + 1 atlet )
-1 kazak ( Burada biraz hile yaptım; Gülden'in listesinde yoktu ama kazaksız olmaz, değil mi?.. :))
-3 adet külotlu çorap
-2 adet şapka
-3 adet kemer
-3 adet kolye
-2 adet bilezik
-5 adet oje

    İlk günü; şehri keşfe çıkış günü olarak düşündüm ve mint rengi delikli kazağımın içerisine, havanın sıcaklaşma ihtimaline karşı siyah düz bi atlet giymeyi düşündüm ve altına da beyaz kanvas pantolonum. Beyaz pantolonlar; hem renk olarak birçok giysiyle kombinlenebiliyor hem de yazın vazgeçilmezlerinden. Kazağım üzerine, koyu mint rengi bir kemer kullandım. Ayakkabı tercihim ise; düz tabanlı gibi görünen ama yüksek bir gizli platforma sahip olan siyah-beyaz bağcıklı ayakkabılarımdan yana oldu çünkü çok rahat. Bu kombini, kendi tasarımım olan siyah-beyaz-saks mavisi renklerindeki, yazılı ve portre baskılı şifon fularımla tamamladım; birçok renge sahip olması dolayısıyla; kolayca her şeye uyum sağlıyor. Siyah kutu çantam ise; hem gündüze hem geceye uydurulabilir olduğu için çanta seçimim oldu; küçük görünmesine rağmen; içine pek çok şey sığdırılabiliyor :) Petrol mavisi Flormar ojemle de tam bir uyum içerisinde bu kombin.


İkinci günü; artık şehre uyum sağlamış, üzerimdeki fazlalıkları atmış; sade bir atlet ve altına bir mor mini bandaj etekle dışarı çıkmış olarak kurguladım. Bu sefer çantamla aynı dokuya sahip siyah bir kemerle bu sade görüntüyü, biraz daha şık bir hale getirdim; böyle bir akşam yemeğine de gidebilirim örneğin. Siyah parlak kesme bilezikler ve siyah Flormar ojeyle tamamlanabilir ( Bu arada siyah desenler yapmak için kullanılan Nail Art vardı sadece şu anda hazırda yoksa normal siyah oje kullanırım tabii ki :)) Siyah atletler, çok iyi kurtarıcılar gerçekten; bir siyah, bir de beyaz parça, her seyahatte, valizinizde mutlaka olmalı diye düşünüyorum; hemen hemen her markada bulabilirsiniz bu vb. ürünleri. Bu kombini, Eiffel Kuleli, kendi tasarımım olan kolyemle ve siyah opak Penti külotlu çorabımla tamamladım.


İtalyan ve Fransız giyim tarzlarını çok beğendiğim için, bu tarzlara benzer kombinler yapmayı çok seviyorum. Üçüncü günümün kombini, biraz İtalyan havasında.. Yine siyah atlet-beyaz kanvas pantolon kombini, kendi tasarımım şal ve yine kendi tasarımım olan güllerle süslü, siyah bantlı, beyaz hasır şapka.. Bu sefer kahverengi örgü deri kemer ve kırmızı bez, hasır topuklu ayakkabılarla kombinleyerek hem bohem hem de rahat bir hava elde etmek istedim. Kırmızı Flormar oje sürerdim böyle bir kombinle tabii ki. "Her gün oje mi değiştirirsin?" demeyin :) Değiştirebilirim; ojeleri ve renklerini önemsiyorum; en az aksesuarlarımı önemsediğim kadar. :)


Dördüncü gün: Bu sefer de biraz Fransız havası estirmek istedim. Mavi-beyaz enine çizgili tişörtüm, bandaj eteğimin içerisinde yer alıyor. Belinde; bir önceki gün kullandığım kahverengi deri, örgü kemer yine. Mor Kipling marka çantam; babam ve eşinin hediyesi bana; hem ailemi hatırlatan bir şeyler yanıma almak adına hem de su geçirmez ve güzel renkli olduğu için; bu günün çanta tercihi o oldu. zaten mor renge bayılırım; tahmin edebileceğiniz üzere. Saks mavisi renkte; Penti çorabımla ve rahat-şık spor ayakkabılarımla kombinledim. Kendi tasarımım olan şalım ve sümbül aplikeli, çiçek desenli şapka tasarımımla tamamladım. Neon pembe renkteki Flormar ojeyle de biraz canlılık katmaya karar verdim son olarak.


Beşinci gün: Rüzgarlı ya da hafif yağmurlu bir gün olsa; ne giyerdim diye hayal ettim bu sefer de.. Kırmızı Mango trençkotum, mutlaka valizime girmeliydi; ne olur ne olmaz diye :) Trençkotumun üzerinde; Prag'dan almış olduğum " Praha" yazılı yaka iğnem takılı, onu hiç çıkartmam; çok severim kendisini :) Bu kombinde, burnu açık ayakkabılarım olduğu için; kırmızı Flormar oje mutlaka kullanılmalıydı. Diğerlerinden bahsetmiştim zaten..


Altıncı gün: Diğer günlerden biraz farklılık yaratmak istediğim için; fotoğraflarda renklerinin çok güzel görüneceğinden emin olduğumdan dolayı; neon sarı şifon gömlek-mint rengi delikli kazak-mor bandaj etek kombinimi hazırladım. Kazağım biraz bol kesim olduğu için, belini kemerimle daralttım. Boynuma da Mango'dan almış olduğum pleksiglass kolyemi takarak; renkleri birbiriyle ilişkilendirdim. Yine Kipling çantam ve bu sefer mürdüm rengi Penti çoraplarımla kombinledim.


Son gün, kesinlikle bir bara ya da gece klubüne giderdim, o yüzden bu kombinim özellikle geceye uygun olarak hazırlandı. Çok sevdiğim ve eskidikçe daha da güzelleştiğini düşündüğüm siyah Stradivarius deri ceketim, siyah atlet-beyaz kanvas pantolonumun üzerine harika oldu. Boynuma da sevgili Pelin Giydiren'in markası "Pelin Aksesuar"dan almış olduğum, altın kaplama, düz yaka kolyeyi takarak oldukça şık bir kombin oluşturdum.Siyah oje ve siyah parlak dokulu kutu çantamla da daha ağır ve geceye uygun bir hale getirdim.


Sonuç olarak; az parça giysi ve çok sayıda aksesuarla birbirinden farklı 7 kombin hazırladım sizler için; hem de birçoğu hemen her yerde bulabileceğiniz ve oldukça uygun fiyatlı parçalar. Umarım ilham verici olabilmişimdir. Herkese sevgiler, bloguma beklerim :) 


Kapanışı da ben yapayım:) Çok güzel olmamış mı yazı? Sizin bir hafta için tercihlerinizi nasıl olurdu peki? Yorumlarınızı ve maillerinizi bekliyorum:)
Beril'e de çok teşekkür ediyorum. Ellerine sağlık:)


Sevgiler
 Twitter ♥ Facebook  Pinterest 

Unutmayın yorumlarınız beni mutlu ediyor:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top